11 Ocak 2012 Çarşamba

Ey şemsiyeli!


Romantik misin sen şimdi? Sevgilini mi koruyorsun? Yağmurdan mı korunuyorsunuz? Arkadaşın değil mi o yanındaki? Niye inadına inadına üstüme geliyorsun şemsiyeli? Yanındaki de sana ayak uyduruyor arkadaş anlamıyorum ki. İkiniz birden geliyorsunuz üstüme. Senden daha beteri de var ne yazık ki dolayısıyla yancından da beter. Plaj şemsiyesi ebatındaki “insansız hava taşıtı” şaşırtıcılığında devasa şemsiyesi altında tek başına takılan amcalar. Nedir benim sizden çektiğim bilemedim ki. Küçücük de değilim ki görmeyip de ezesiniz, ayıdan halliceyim sonuçta.


Aklıma gelmişken önerim geldi. Şemsiyelerinize duşakabin ekletin de yandan da yağmur yemeyiverin. Bir de insanların gözüne sokmamak için şemsiyelerinizi dikkat edin.

Gelelim şemsiyeli genç arkadaşıma. Romantik misin sen gakkoş. Bak, eğer şemsiye ile romantizm olaydı “göte giren şemsiye açılmaz” gibi bir lafımız olmazdı. O şemsiyeyi ona göre taşı.

Bir önerim daha gelmişken. Şemsiyeler hususi otolar gibi değil mi yahu? Yağmurda herkes şemsiyesini açıp da gezdiği zaman kaldırımlarda trafik yoğunlaşıyor. Önerim şu ki her şemsiye taşıyıcısı yanına bir kişiyi daha alsın ve bu trafiğe çözüm olsun. “İnsansız hava taşıtı” şaşırtıcılığındaki şemsiyeli amca da gayet toplu taşıt işlevi görerek dört kişiyi bünyesinde bulunduran toplu şemsiye olabilir. Çözülür gibi sanki değil mi trafik.